26 Mart 2009 Perşembe

GÜNEŞİN SON IŞIKLARI *

Bunlar güneşin son ışıkları. Sitenin apartmanlarının damlarında geziyor. Baharın hitamının habercisi, serin günlerin sonu başlamak üzere.

Aklıma olmadık düşünceler geliyor. Telgrafın telleri türküsü nasıl söylenir? Hem telgrafın teli olur mu? Olmaz. Ama neden söylenmiş bu şarkı?

Mayısın son haftası

Çarşamba akşamı.

Balkona çıkarıyor beni, sesler. Ambulans ve 2 polis arabası. Kalabalık karşı apartmanın önünde gibi geliyor bana. Telefonla görevliyi arıyorum. Kalabalığın olduğu apartmanın görevlisini. Kalabalığın nedenini soracağım. Ama telefon cevap vermiyor.

Akşama hazırlanıyorum ki Ayşegül geliyor. Kısa zamanda çok şey söylüyor küçük kız: " Bir kız, diyor. Öldürülmüş, diyor."

Zeki kıza şöyle bir bakıyorum.

"Nerede diyorum sonra." O, sıraladığı cümleyi henüz tamamlamadığına inanıyor. Sanki olaya tanık olmuş gibi heyecanlı, sesi titrek ve cümleler makineli gibi dökülüyor.: " Bizden ötede bir apartman var, daha ötede diyor. Oğlan takip etmiş ve okuldan gelen kızı öldürmüş, kendini de."

Ben de tahmin şimşekleri faaliyete geçiyor ama…

`Hayır hayır, yeğenim de öğrenci ama o olamaz. Olamaz çünkü onun olmamasını istiyorum ben. Kısa zaman sonra telefon geliyor. telefondaki ses kapıcı Şahin. Ben hastanedeyim diyor telefondaki ses. Sen de gel der gibi.

Neticede arkadaşıma rastlıyorum. En çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Arkadaşım: İ.

Bir burukluk sezer gibiyim onda. Ya da tavırları böyle; birimiz birimize karşı haksızlık etmiş gibiyiz.

“Olayın olduğu akşamdı.”

“Onu hatırlıyor musun?” diye sormak geliyor içimden, ama nedendir olduğu bilinmez, sormuyorum işte.

“Onu tanıyordum. Yere yığılışını görmedim. “ diye iç çekişi başlıyor arkasından.

“Görmek te istemezdim.” diye söyleniyor arkasından.

“ Çünkü çok ağır geliyor bana bu gibi olaylar. İyi de oldu görmediğim. Yerden kim kaldırmış, cansız değil ama henüz yarı canlı bedenini ? Annesi mi, kucaklamış, kaldırmış kanlı bedenini. ? “

“Ayak yalın koşmuş annesi.” diyor bir kız çocuğu konuşmamıza dahil olarak.

“Ağlayanlar ve sızlayanlar. “ diyor başka bir çocuk “

"Bomba sesi sanmış annesi" diyor önceki çocuk.

......................................................................

Savcı ifade alıyor.

Ne de çabuk ölmüş. Ölüm bu kadar çabuk mu?

Bu 4. Gün. Zaman ne de çabuk geçiyor.

Saçmalardan ikisi bizim kıza isabet etmiş diyor çocukluk arkadaşım Süleyman.

Üzerinden yıllar geçmiş gibi.

Sanki hiç olmadı bunlar.

Kimse kimseyi öldürmedi, kimse de intihar etmedi gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder