10 Haziran 2010 Perşembe

UYUZ PINARI *

Rüyamda Uyuzpınarı`nı görüyorum.

Uyuzpınarı`nda bir yatırın varlığı bilinir ve halk buraya akın eder.

Çınarlı camii değil de daha aşağılarda bir cami var hani. İşte oraya yakın bir yerde, hem de çok yakın bir yerde içinden su akan ama kapalı, akan su dışarıdan görülmeyen bir yer. Şimdilerde halka kapalı. Geçmiş yıllarda içine girmiş ve gezmiştim. Öyle geniş bir yer değil. Belli halkın saldırısından muzdarip olan belediye burayı koruma amaçlı, kapatmıştır.

Camideyiz.

Rüya bu ya!

Buraya girmemiz gerekiyor. Medrese olarak kullanıldığını ve bazı çocukların öğretim gördükleri duyumunu aldığımızdan buraya girmemiz gerekiyor. Ve çocukların ders alış şekillerine müşahede etmek için buraya girmeliyiz.

Ayakkabıları çıkarıyoruz.

Hafif bir yağmur sonrası hava açık. Yağmur sekinet getirmiş. İnce uzun bir yoldan yürüyerek Pınara (medreseye ) dahil olacağız. Yer yer çamur var. Çamurlar, çoraplarımıza yapışıyor.

Üzeri kapalı mabedin içine giriyoruz. Mabet geniş. Öyle, dıştan göründüğü gibi değilmiş, genişmiş diye düşünüyorum. Bir tarafta insanlar, diğer tarafta derslerine çalışan çocuklar. Ortada kimi çocuklarla bire bir ilgilenen bir tanıdığım var: Muammer. Muammer, bana bir çocuğu işaret ediyor. Çocuk arkadaşlarıyla oyunda. Sürekli kendine baktığımızı fark eden çocuk suçlanıyor. Suçlanması, dersi bırakmış, oyuna dalmış olmasındandır.


*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder